YAZILIMLAR NASIL KORUNUR?

Yazılımlar ve bilgisayar programları kendine özel durumu olan ve koşulları oluşması halinde farklı tür korumalardan faydalanabilen bir fikri mülkiyet hakkıdır.

Yazılımlar; program olarak da bilinen ve bilgisayara ne yapması gerektiği komutlarını gönderen kodlar dizisidir. Bu kodlar bilgisayar mühendisleri tarafından adeta kendine ait bir dilde yazılmaktadır. Nitekim kanun koyucu Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda bilgisayar programlarını ilim ve edebiyat eseri olarak nitelemiştir. Peki bu ne anlama gelmektedir?

Bir eserin korunabilmesi için objektif ve sübjektif koşulların oluşması gerekmektedir. Bunlar Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda sayılan eserlerden biri olma ve sahibinin hususiyetini yani izlerini taşımaktır. Bu durumu başka eserler üzerinden örneklemek gerekirse bilgisayar programları ile aynı başlıktaki eser türlerinden ilim ve edebiyat eserlerinden romanı ele aldığımızda sahibinin üslubu, olayları anlatış biçimleri, betimlemeleri ve kendi şahsına münhasır kelime tercihleri, eser sahibinin hususiyetini oluşturmaktadır. Bir başka anlatımla hususiyet, eser sahibinin eserinde kendisinden bıraktığı izlerdir. Başka kimselerce hususiyet marifeti ile bir eserin kime ait olduğu hususu anlaşılabilir.

Yazılımlar da tıpkı yazılı bir eser gibi korunmaktadır. Bu bakımdan incelendiğinde Sınai Mülkiyet Kanunu bakımından sağlanan korumanın tescil ile kazanıldığı göz önünde bulundurulduğunda, eser korumasının yaratım ile kazanıldığına değinmekte fayda vardır. Bu şekilde bir kazanım her türlü delil ile ispatlanabilecektir. Ancak tescil belgesinin sağlanan koruma bakımından sahibini ispat külfetinden kurtardığı da unutulmamalıdır.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamındaki korumadan faydalanabilir nitelikteki yazılımlar eser sahibinin ömrü boyunca ve eser sahibinin ölümünden sonraki 70 yıl süresince korunurlar. Bu sürenin sonunda ise artık anonimleşerek topluma ait olurlar. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamındaki korumadan faydalanmaları neticelerinde başvurulabilecek hukuki yollar ve tazminat talepleri de değişiklik gösterecektir.

Peki yazılımların Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında patent veya faydalı model korumasından yararlanması mümkün müdür?

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 83. ve devamı düzenlemeleri uyarınca tescillenebilir buluşlar belirlenirken bilgisayar programları hariç tutulmuştur. Bu hükümler uyarınca salt bilgisayar programlarının tescil edilmesi mümkün değildir.

Ancak doktrinsel ve yargısal içtihatlar ışığında; bir buluşta teknik bir fonksiyonu bulunan gerçekleştiren yazılım programları, faydalı model veya patent belgesi kapsamında koruma elde edebilecektir. Bu şekildeki korumada yazılım, buluşun bir parçası olarak korunacaktır. Salt yazılımın kendisini patent belgesi ile korumak mümkün değildir.

Patent belgesi; özet, tarifname, istemler ve resimlerden (isteğe bağlıdır.) oluşur. Özet kısmında buluşun kısa ancak açıklayıcı bir özeti, tarifnamede Sınai Mülkiyet Kanunu ve Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca buluşun tekniğin bilinen durumu, getirilen teknik çözümler, varsa resimdeki teknik unsurların kodları ve açıklaması istem kısmında korunması istenen teknik unsurlar ile resimler bölümünde de gerekli görülmesi halinde buluşu anlatır resimlerden oluşmaktadır. Yazılımlar patent belgesinde kendisine istemlerde yer bulması durumunda patent belgesi ile korunabilmektedir.

Böyle bir durumda patent belgesi 20 yıl boyunca belge ile korunacaktır. Talep edilebilecek tazminatlar, başvurulacak hukuki yollar ile koruma süresi Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu bakımından da farklılık arz edebilecektir. Koruma yönteminin, yazılım sahibi kişinin fikri mülkiyet stratejilerine göre belirlenmesi gerekir. Nitekim ispat koşulları da hakkın tescil belgesine bağlanması konusunda farklılık gösterecek, eser sahibi olarak yazılımın kendisine ait olduğunu eser sahibinin ispatlaması gerekecektir. Yazılım sahibi bu hususu daha kolay ispat edebilmek adına Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı’nca uygulanan bandrol uygulamasından faydalanabilir. Ancak bandrol uygulamasının da aksinin ispat edilebileceği unutulmamalı somut olay incelenerek ve muhakkak uzmanlara danışılarak yol haritası belirlenmelidir.