TESCİLLİ MARKAYI KULLANMAK ZORUNLU MUDUR?

Markalar ister küçük veya orta ölçekli olsun ister büyük bir şirkete veya holdinge ait olsun, ilgili olduğu teşebbüs ile tüketici arasında bir köprü işlevi görür. Uygulamada tescili amaçlanan çoğu marka zaten hali hazırda kullanılan markalardır. Ancak markanın kullanılması konusunda da dikkat edilmesi gerekli hususlar bulunmaktadır.

Öncelikle markaların tescili bakımından uluslararası Nice Anlaşmasına ülkemiz de taraftır. Nice Anlaşması uyarınca markaların tescili sürecinde otuz dört mal ve on bir hizmet sınıfı olmak üzere toplamda kırk beş mal ve hizmet sınıfından oluşan bir tescil sistemi uygulanmaktadır. Markamızı tescil etmek amacı ile başvuruda bulunurken, markanın kullanılacağı mal ve hizmetlerin doğru tespit edilmesi ve gerçekten ilgili olunan mal ve/veya hizmet sınıfları bakımından başvuruda bulunulması oldukça önemlidir. Doğru yürütülecek süreç ile birlikte markalar tescil oldukları her sınıf bakımından ayrı birer marka gibi korunurlar. Nitekim marka başvuruları da sınıfsal bakımdan bölünebilir niteliktedir.

Markamızın tescili için başvuruda bulunurken Nice Anlaşması uyarınca belirlenen mal ve hizmet sınıfları bakımından markayı kullanmadığımız bir sınıfta tescil etmemiz halinde; marka tescili kazanıldığı tarih itibari ile ilgisiz bir sınıfta tescil edildiği için önemli ekonomik bir değer ifade etmeyecek ve Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca beş yıllık süre boyunca kullanılmaması durumunda iptal yaptırımı ile karşı karşıya kalabilecektir.

Nice Anlaşması bakımından doğru şekilde belirlenen sınıflar ile yapılan başvurular bakımından da marka sahibine getirilen külfetlerden biri markanın kullanılmasıdır. Marka sahibi markasını haklı bir sebebi olmaksızın beş sene boyunca kesintisiz biçimde kullanmamış ise marka iptal yaptırımı ile karşı karşıya kalır. İptal davaları bakımından da yapılacak yargılama neticesinde son altı aylık sürede yapılan kullanımların yapılacak yargılamaya etkisi oldukça düşük olacaktır.

Bununla birlikte marka sahibi markasını ciddi bir biçimde kullanmalı veya kullanmaya ilişkin olarak ciddi hazırlıklar içinde bulunmalıdır. Örneğin; markayı ürünlerin ambalajında kullanmak, tanıtım faaliyetleri bakımından ön hazırlık yapmak gibi fiiller hukuki bakımdan sonuç doğuracaktır. Ciddi kullanım bakımından önem arz eden husus, olası iptal davalarında markanın iptalini önlemek maksadı ile yapılan göstermelik kullanımlardır. Bu tarzda yapılan kullanımların niteliği yargılama aşamasında ciddi biçimde araştırılmakta ve ele alınmaktadır.

Markanın kullanımına ilişkin olarak marka sahibine atfedilen kullanma külfeti Sınai Mülkiyet Kanunu’nun dokuzuncu maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre marka sahibi, haklı bir sebebi olmaksızın, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde markasını ciddi biçimde kullanmalı veya markasını kullanmaya ilişkin ciddi hazırlıklar içerisinde olmalıdır. İşbu kullanım markanın tescil edildiği mal veya hizmet gruplarında olmalıdır.

Bu madde bakımından haklı sebeplere örnek olarak doğal afetler gösterilebilir.

Bununla birlikte marka, sahibi tarafından kullanılmalıdır. Kullanıma ilişkin olarak Sınai Mülkiyet Kanunu dokuzuncu maddesinin devam eden düzenlemesinde bu duruma ilişkin olarak marka sahibi tarafından yetkilendirilen kişilerce yapılan kullanımın da marka sahibi tarafından yapılan kullanım sayılacağı hükme bağlanmıştır. Örneğin; tescil edilen bir marka sahibi tarafından lisans ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde başka gerçek veya tüzel kişilere kullandırılıyor ise bu kullanım marka sahibi tarafından yapılmış sayılır.

Ayrıca markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlar ile kullanılması ve ihracatta ambalajların üzerinde kullanılması halinde de marka kullanılmış sayılacaktır.

Markanın ayırt edici karakterinin zedelenmemesi bakımından anlaşılması gereken, tescillenen markanın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde sunulan ayırt edici özelliklerinden farklı bir şekilde kullanılmamasıdır. Örneğin; logo ile birlikte sunulan bir markanın, genel izlenim itibari ile Türk Patent ve Marka Kurumu’na sunulan logodan tamamen farklı bir logo ile kullanılması halinde tescilli markanın ayırt edici karakteri esaslı biçimde değiştirilmiş olacaktır.